Ali Karahasanoğlu’nun yazısı şöyle:
Fenerbahçe’nin eski başkanıyla yeni başkanının Habertürk‘teki tartışmalarını izlerken Ali Koç’un kaykılmış vaziyette baştan aşağıya yalanlarıyla dolu cümlelerini izledikçe…
Hele hele..
Resmen vergi kaçırma itirafı olan, her iki başkanın da mutabık kaldıkları, “burada illegalite yok ki” diyerek üstünü örtmeye çalıştıkları sponsorluk perdeli vergi kaçırma skandalı var ki..
Değil Türkiye’yi dünyayı ayağa kaldırması gerekirdi ..
Olay ne ?
Portekizli teknik direktör’e 45 milyon Euro ile başlayan iki yıllık anlaşma karşılığı verilen para ..
Bir türlü netliğe kavuşturulamadı.
Aziz Yıldırım ile Ali Koç, 2 saat konuştular yine açıklığa kavuşturulamadı.
Biri diyor “fiyatın içinde yardımcıları var-yok..”
Diğeri diyor “konuşulan fiyatta menajer de dahil-değil.”
Aziz Yıldırım diyor ki SPK sizi çağırdı..
Sanki başka bir anlama geliyormuş gibi Ali Koç cevap veriyor: “Yooo.. SPK bizi çağırmadı, biz SPK’ya gittik”
İyi de Ali bey SPK’ya, bayram değil seyran değil, ne diye gittiniz ki?
Veya tersinden soralım..
Sayın SPK yöneticileri, Ali Koç sizi niye ziyarete geldi?
Şirketlerin şeffaf şekilde yönetilmesi için, “SPK’nın şu bildirisini bu bildirisini” basın açıklaması şeklinde okuyoruz da..
Şimdi SPK’nın basın açıklamaları arasında Ali Koç’un ziyaretini niye göremiyoruz.
Şirketlerin şeffaflığı için “SPK lazım” anladık..
Peki, SPK’nın şeffaflığı için ne gerekiyor?
Sorulara devam edelim…
Ali Koç veya adamları, SPK’ya niçin gitmiştir?
Hatırlayın bir yıl kadar önce yurtdışına kaçan mafya babalarından birisinin yalanları eşliğinde SPK’nın başkanının eften püften gerekçelerle hedef tahtasına konulduğu günleri yaşadık.
Karşılıksız çek yazmaktan elleri bitkin düşmüş bir dalavereci kadın üzerinden, “SPK başkanı bizden rüşvet istedi” yalanları, yurt dışına kaçmış bir mafya babasının ağzından gazetelerin manşetlerine yerleştirildi.
Sözcü’sünden Cumhuriyeti’ne, Birgün’ünden Yeni Asya’sına, Karar’ından Millî Gazetesi’ne kadar..
Hemen tüm gazeteler, SPK üzerinden siyasi iktidara saldırdılar ha saldırdılar.
Şimdi merak ediyorum..
Bu gazeteler, üç kuruşluk iddialar üzerinden manşetler atarlarken, şimdi ne oldu da milyonlarca avroluk itirafları tek satırla sorgulamıyorlar.
Her biri SPK uzmanı kesilen köşe yazarları şimdi niye sormuyorlar:
Ali Koç’un veya adamlarının SPK’ya ziyaretinde ne konuşuldu.
“Her şey içinde” muhabbetleri ile, Ali Koç’un yalanları, SPK’ya yutturulmak mı istendi?
Son durumda yutturuldu mu?
Olayın bir de vergisel boyutu var!
45 milyon Euro ile başlayan teknik direktör iki yıllık ücret anlaşması..
Aziz Yıldırım’ın ben yıllık 15 milyon €’ya anlaşmıştım açıklaması ile bir çırpıda yıllık 10.500.000 €’ya iki yıllık da 21 milyon €’ya Ali Koç tarafından indirildi.
Şimdi soru şu; Ali Koç’un elinden düşürmediği Sözcü gazetesinde, iki yıllığına 45 milyon € haberini Fenerbahçe tekzip etmiş miydi?
Maliyemiz, bu haberi bir yerlere not etmiş miydi?
“İllegalite yok diyerek kapatılmaya çalışılan Portekizli teknik direktörün fiyatı gerçekte 45 milyon Euro mu yoksa 21 milyon Euro mu?
45 milyon ise vergisi başka 21 milyon ise vergisi başka.
Üzerinde fazla durulmasa da Aziz Yıldırım’ın hatırlatmasıyla bir de olayın sponsorluk ayrıntısı var ki..
O tam evlere şenlik..
Aziz Yıldırım Fenerbahçe’de yıllarca başkanlık yaptığı dönemde büyük ihtimalle benzeri operasyonlara imza atmış olmalı ki…
“Ben Mourinho’yu 15 milyon €’ya alacaktım ama, bu ödemenin bir miktarını da sponsorluk anlaşmasıyla kulübün sırtından çıkartacaktım” dedi.
Ali Koç, kem-küm etti, “Siz daha pahalıya getirecektiniz” anlamında “ sonuçta sponsorluk 15’in içinde” diyerek konuyu kapatmaya çalıştı..
Şimdi soru şu:
Sponsorlar, üstlendikleri bedelleri vergiden düşüyorlar mı?
Yabancı teknik direktörleri Türkiye’ye getirmek için bu kadar kurnazca işlere imza atanlara karşı, devletin vergi memurları da kurnazca sorgulamaları yapabiliyorlar mı?
Şunu da söyleyeyim.
Aziz Yıldırım ile Ali Koç‘un birlikte çıktıkları programda, Aziz Yıldırım’ın konulara hakimiyeti karşısında, Ali Koç’un da birçok şeyi hatırlayamadığına şahit olduk.
Ama gelin görün ki iş sandığa gelince, para konuşuyor..
Galatasaray Başkanı Dursun Özbek’in dediği gibi “yalı çocukları” kazanıyor..
Dün de Ali Koç, yeniden kazandı.