DENİZ Yaşamını Koruma Derneği, TÜBİTAK ve İstanbul Üniversitesi’nin çalışmalarıyla Tavşan Adası’nda, denizlerde oksijen ve biyoçeşitlilik için büyük bir önem taşıyan mercanların nakli ve ekimi yaklaşık 6.5 yıl önce başlatılmıştı. Cumhurbaşkanlığı kararıyla, Özel Çevre Koruma Bölgesi (ÖÇKB) de ilan edilen alanda ekilen mercanlar büyüyerek resif oluşturdu, alandaki balık ve diğer deniz canlılarının çeşitliliği arttı. Deniz Yaşamını Koruma Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Volkan Narcı, “Hem Cumhurbaşkanlığı kararınca, hem de projeye izin veren Balıkçılık ve Su Ürünleri Genel Müdürlüğü’müzce 6.5 yıl sonrasında burada bir koruma alanı yaratabildik. Bu Marmara’nın ilk ve tek deniz koruma alanı. Özellikli statüsü olarak da Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’mızca ‘korunması gerekli hassas alan’ statüsüne alındı ve yaklaşık 7 milyon metrekarelik bir alan. Mercanlar şu anda kendileriyle birlikte üremeye başlayarak oldukça önemli bir resif haline geldi” dedi. Narcı; su altına yerleştirilen kameralarla önümüzdeki günlerde halkın bölgedeki su altı yaşamını internet üzerinden 7/24 canlı bir şekilde izleyebileceğini de aktardı. Deniz altındaki resifin görüntüsü o su altı kameralarına da yansıdı.
Deniz Yaşamını Koruma Derneği koordinasyonu; TÜBİTAK ve İstanbul Üniversitesi’nin desteğiyle yaklaşık 6.5 yıl önce başlayan çalışma ve hazırlıklarla; denizlerin yağmur ormanları olarak bilinen mercanların; Tavşan Adası ve çevresine, ekimi ve nakline başlanılmıştı. Deniz ve yeryüzündeki oksijenin büyük bir bölümünü üreten, denizlerdeki canlıların yaklaşık yüzde 25’ine ev sahipliği yapan ve iklim değişikliği, aşırı avlanma, kirlilik gibi sebeplerle tehlike altında olan mercan resiflerine yönelik farkındalık yaratmak amacıyla da gerçekleştirilen proje sonrası; Tavşan Adası ve çevresi 2021 yılı Nisan ayında Cumhurbaşkanlığı kararıyla Özel Çevre Koruma Bölgesi (ÖÇKB) ilan edilmişti.
ÇALIŞMALAR BAŞARILI OLDU
Deniz Yaşamını Koruma Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Volkan Narcı, bölgede günümüzde de süren çalışmaların meyvelerini verdiğini, gerçekleştirilen ekimlerin dünya çapında bir başarıya ulaştığını ve bölgedeki balık ve canlı türlerinin arttığını ifade etti. Proje ve bölgenin önemini vurgulayan DYKD Başkanı Narcı, ‘Türkiye Çevre Haftası’ kapsamında icra edilen ve 2021 yılında Marmara Denizi’nin kirlilik tehdidi ve müsilaj krizi ile karşı karşıya kalmasının ardından Marmara Denizi Bütünleşik Stratejik Planı kapsamıyla ilan edilen ‘8 Haziran Marmara Denizi Günü’ne de dikkat çekerek, başta kirlilik ve iklim değişikliği olmak üzere deniz yaşamı için farkındalık oluşturulmasının önemine de değindi.
SU ALTI KAMERALARIYLA 7/24 İZLENEBİLECEK
Adaya ve resif çevresine entegre edilen kameralarla mercanlar, bilim insanları ve dernek yetkilileri tarafından kurulan sistemle 7/24 takip ediliyor. Sistemin, yakın dönemde halka da açılarak, internet üzerinden su altı hareketliliğinin izlenebileceği öğrenildi.
“CUMHURBAŞKANLIĞI KARARIYLA KORUMA ALANI YARATABİLDİK”
Deniz Yaşamını Koruma Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Volkan Narcı, “Tavşan Adası bölgesinde yapılan mercan nakilleri; özellikle biz bir ihtiyaçtan dolayı buna başlamıştık daha sonra artık balıkçılıktan, çapalamadan dolayı ya da mevcut ortamlarından kopmuş olan mercanları deniz dibinde toparlıyoruz ve onları tekrardan ekosisteme kazandırıyoruz. Bu aşamayı yaptıktan sonra hem Cumhurbaşkanlığı kararınca hem de projeye izin veren Balıkçılık ve Su Ürünleri Genel Müdürlüğümüzce 6.5 yıl sonrasında burada bir koruma alanı yaratabildik. Bu, Marmara’nın ilk ve tek deniz koruma alanı. Özellikle statüsü olarak da Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığımızla korunması gerekli hassas alan statüsüne alındı ve 7 milyon küsür metrekarelik bir alan. Mercanlar şu anda kendileriyle birlikte üremeye başlayarak oldukça önemli bir resif haline geldi. Son aşamada da artık bu sene itibariyle bir mucizeyi daha gerçekleştirdik diyebilirim. Çünkü, hem adanın üzerine bir kamera sistemiyle adanın etrafındaki güvenliği, hem de suyun altında dünya çapında bir başarı sağlanmış olan mercan resiflerini de kamerayla anlık olarak 7/24 izleyebiliyoruz. Yakın zamanda da internet sitelerimiz üzerinden de kamuya bunu açarak aslında Marmara’da yaşayan herkese Marmara Denizi’nin su altını canlı olarak izleyebilecekleri de bir fırsat yaratmış olacağız. ” şeklinde konuştu.
“DENİZ EKOSİSTEMİNİN YAĞMUR ORMANLARI”
Narcı, “Bu mercan türleri Gorgon olarak geçiyor ve bir mucizesi var. Dünyada sadece Akdeniz’de olan bir mercan türü. Başka bir yerde yaşamıyor ama Akdeniz’deki bulundukları derinliklerde de nereden baksanız doksan yüz metrelerde fakat Marmara Denizi’nin o kadar önemli bir biyoçeşitlilik zenginliğinin yanında bir deniz yapısı var ki yukarısı Karadeniz, altı Akdeniz ve bunlar Akdeniz Ekosisteminde otuz metrelerde yaşam bulmuşlar. Dünyanın deniz ekosisteminin yağmur ormanları olan mercanların hepsi Marmara’da ve deniz koruma alanımız Tavşan Adası’nda yer almış durumda” dedi.
“POPÜLASYON ARTMIŞ OLUYOR”
Narcı, “Mercanlar özellikle dünyanın yağmur ormanları diyebiliriz çok az bir bölgede olmasına rağmen büyük bir ekosistemi kendi bünyesinde bulunduruyor. Bir kere oksijen kaynağı, balıklar için de barınma, üreme ve dinlenme alanları, sığınma alanları. Dolayısıyla, ekosistemin oluşması için anahtar yapı taşları diyebiliriz. Bu kadar önemli bir tür olarak geçiyor. Biz tabi ki gözlemliyoruz. Sürekli dalışlar yaptığımız için hem ekimler hem ekimden sonraki birbirleriyle uyumlarından kaynaklı olarak çok önemli bir başarı elde edildi. Sürekli büyüyen bir mercan resifi sürecimiz var. Çok açık olarak ekosisteme faydasını görüyoruz. Orada bir resif oluşuyor. Oksijen, barınma ve hem yerel türlere hem de geçici türlere yuva olduğu için de tabi ki deniz yaşamı ve canlılar açısından da çok büyük bir popülasyon artmış oluyor” diye konuştu.
BİR UMUT BİR VAHA OLUŞTURUYORUZ
Narcı, “Biz Marmara Denizi’ndeki tek deniz koruma alanı, Tavşan Adası olduğu için oraya çok net ifadeyle anneanne sandığı diyoruz. Marmara Denizi’nde bir umut, bir vaha oluşturuyoruz orada. El birliğiyle de bunu koruyabilirsek yaptığımız çalışmayı da desteklemiş olacağız ve belki elli yıl sonrasına bir ışık, bir umut olacak bir çalışma yaratmış oluyoruz” şeklinde konuştu.
MÜSİLAJ SÜRECİNDE HEPİMİZ DENİZİN YORGUN VE MUTSUZ OLDUĞUNU GÖRDÜK
Narcı, “Müsilajla beraber başlayan süreçle hepimiz denizin artık yorgun ve mutsuz olduğunu gördük. Bize sessiz çığlığıyla seslendi müsilaj yapısında. O günden itibaren bir Marmara Denizi Eylem Planı da oluştu aynı zamanda 8 Haziran bugünü kutlamaya başladık üç yıldır, büyüyerek devam ediyor. Umarım siz ve sizin aracılığınızla hem izleyiciler, hem dinleyicilerle beraber Marmara Denizi’ni biraz daha su altına bakıp denizin dünyanın yüzde yetmişinin üstünde bir yapıyla beraber bize oksijen ve besin sağladığı, soluduğumuz her üç nefesin ikisinin kaynağı olduğunu unutmadan onu severek korumamız gerektiğini de 8 Haziran günüyle, Marmara Belediyeler Birliği’nin de yaptığı ve tüm Marmara’da yaşayan insanların da dahil olduğu bir sürü etkinliğin yapıldığı farkındalık çalışmaları artarak devam eder. Marmara Denizi’ne biraz daha saygılı ve şefkatli, koruma amaçlı çalışmaları birlikte de yapabiliriz” dedi.